Tedaviler
- Sarı Nokta Hastalığında Özel Mercekler
- Retina Hastalıklarında Kök Hücre Tedavisi
- Az Görenlerin Rehabilitasyonu
- Fotodinamik Tedavi
- Gaz Tamponadı
- Glokom Tedavisi
- Göz İçi İlaç Enjeksiyonları
- Göz Kapağı Cerrahisi
- Göz Yaşı Kanal Tıkanıklığı
- Katarakt Tedavisi
- Lazer Trabeküloplasti
- Prematüre Retinopatisi (ROP)
- Pterjium Cerrahisi
- Refraktif Lazer Tedavisi
- Retina Hastalıkları ve Tedavisi
- Silikon Yağ Tamponadı
- Şaşılık
- Vitrektomi Cerrahisi
Glokom Tedavisi
Glokom göz içi sıvının
dolaşımının engellenmesi ya da dışa akımınında direncin artması sonucu göz içi
basıncının gözün tolere edebileceği düzeyin üzerine çıkması ve buna bağlı geri
dönüşsüz görme siniri harabiyeti ile karakterize hastalıklar
gurubudur.
Açık açılı glokom tipinde
ileri devrelerde gözde görme kaybı gelişene kadar hastalık herhangi bir belirti
vermez. Hastalığın ilerleme süreci genellikle çok yavaştır ve öncelikle
hastanın kendisinin farkına varmadığı görme alanında bozulmalarla hastalık
kendini gösterir. Primer açık açılı glokomda ileri yaş, zenci ırk, pozitif aile
hikayesi, diyabet, düşük kan basıncı ve myopi risk faktörleridir.
Şekil 1: Trabekülektomi ameliyatı geçiren bir olgunun ameliyat sonrası bleb ve periferik iridektomi görünümü
Akut açı kapanması
tipinde göz içi sıvının dolaşımının engellenmesi sonucu göz içi basıncı hızla
yüksek seviyelere çıkar. Bu durumda bulanık görme, ışık çevresinde renkli halkalar
görme, göz içinde ve çevresinde şiddetli ağrı hissi, gözde kızarıklık, mide
bulantısı ve kusma görülebilir. Primer açı kapanması glokomunda ileri yaş,
sarı ırk, pozitif aile hikayesi, bayan cinsiyet risk faktörleridir.
Doğumsal glokomlu
vakalarda gözlerde sulanma, korneanın çapının büyük olması ve saydamlığını
yitirmesi bulguları vardır.
Bunların dışında göz
travmalarına, göz içi iltihaplanmalarına (üveit), steroid (kortizon) kullanımına
, ileri
evre katarakta, retina damar hastalıklarına, göz ön segmentindeki
yapısal değişikliklere bağlı da glokom gelişebilmektedir.
Göz içi basınçlarının ölçümü ile
biyomikroskobik optik disk ve gonyoskopik açı muayenesi sonrası şüphe duyulan
hastalarda görme alanı, göz tomografisi (OCT, optik koherens tomografi)
ile görme sinir liflerinin analiziyle tanı konulur.
Şekil 2: Mikroinvazif glokom cerrahi implantının eksternal (dışarıdan) ve göz içinde yerleşmiş görünümü
Topikal (göz damlası) tedavi ile
kontrol altına alınamayan ya da topikal tedavi uygulayamayan (gebe, mevcut ilaç
alerjisi vb) olgularda göz içi basıncını kontrol altına almak için bir takım
lazer tedavileri uygulanabilmektedir. Laser trabeküloplasti yöntemi göz içi
basıncını düşürmek için trabeküler ağ bölgesinde küçük yanıklar oluşturarak göz
içi sıvısının emilimini artırmak prensibine dayanır. Bunun için argon tipi
laser kullanılır ve bu sebeple bu tedaviye klinikte argon laser trabeküloplasti (ALT)
adı verilir.
Tedavi olan hastaların %75'inde göz içi basıncında düşüşler elde edilir. Ancak 5 yıl içinde göz içi basıncının tekrar yükseldiği görülür. Bu durumda yeniden ALT tedavisi yapılması gerekir. Bu tedavinin sineşi denilen göz içi doku yapışıklığına ve üveit tablosuna sebep olma riski vardır. Uygulama açısından argon laser trabeküloplastiye benzeyen ancak trabeküler bölgede hedef aldığı hücre grupları bakımından farklılık gösteren adına selektif laser trabeküloplasti (SLT) denilen başka bir yöntem de uygulanır. Burada pigmentli hücreler üzerinde etki oluşturularak daha minimal hasarla drenaj oluşturulmaya çalışılır.
Cerrahi, ilaç tedavilerine rağmen göz içi basıncı istenilen
seviyelere düşürülemeyen hastalara göz içi sıvısının daha etkili biçimde gözden
atılımını sağlamak ve böylece göz içi basıncını düşürmek amacıyla uygulanır.
Açık açılı glokomda en çok tercih
edilen trabekülektomi ameliyatıdır. Bu yöntemde ameliyat sklera
denilen gözün beyaz renkli kısmı ile trabekülumun yer aldığı sklerokorneal
birleşme bölgesine uygulanır. Göz içi sıvısı oluşturulan fistülden geçerek
oluşturulan rezervuar içinde toplanır. Bu yöntemde amaç göz içi sıvısının
rezervuar kesesine ulaşıp burada toplanması ve buradan kan dolaşımına geçmesini
sağlamaktır. Ameliyat sonrası yeni oluşturulan rezervuarın ameliyat bölgesinde
yara iyileşmesine bağlı gelişen bağ dokusu artışı ve nedbe oluşumuna bağlı
tıkanmaması için risk görülen hastalar için operasyon sırasında antimetabolit
denen bazı özel ilaçlar kullanmak gerekebilir. Ayrıca dirençli glokom olgularında ve açının
kapalı olduğu bazı glokom türlerinde aköz şant implantları (Ahmed glokom valfi, Baerveldt glokom implantı vb.) da
tercih edilebilmektedir.
Günümüzde topikal ilaç (göz damlası) tedavisi ile kontrol altına alınamayan ya da topikal ilaç kullanamayan hastalarda ileri girişimsel tedavilere geçmeden önceki basamak minimal invazif glokom cerrahileridir (MIGS). Bu cerrahi klasik trabekülektomi cerrahisine göre daha az girişimsel, daha güvenli, daha kısa operasyon süresi, daha az ciddi komplikasyon oranı gibi avantajlar sağlamaktadır. Literatürde yapılmış geniş çaplı çalışmalar trabekülektomi kadar başarılı olabileceğini göstermektedir.