Hastalıklar
- Alerjik Konjonktivit
- Behçet Hastalığı
- Blefaroşalazis ve Dermatoşalazis
- Diyabetik Retinopati
- Ektropion (Göz Kapağının Dışa Dönmesi)
- Entropion (Göz Kapağının İçe Dönmesi)
- Epiretinal Membran
- Episklerit
- Glokom
- Göz Anatomisi ve Fizyolojisi
- Göz İçi Kanamalar
- Göz Kapağı İltihabı
- Göz Kapağı Kitleleri
- Göz Kuruluğu
- Göz ve Çevre Doku Yaralanmaları
- Göz Yaşı Kanal Tıkanıklığı
- Gözde Uçuşan Cisimler
- Herpetik Keratit (Göz Uçuğu)
- Katarakt
- Keratokonus
- Kırma (Refraksiyon) Kusurları
- Maküla Deliği
- Maküla Ödemi
- Mikrobiyal Keratitler
- Mikrobiyal Konjonktivit
- Optik Nörit ve Multipl Skleroz
- Prematüre Retinopatisi (ROP)
- Presbiyopi
- Pterjium
- Ptozis (Göz Kapağı Düşüklüğü)
- Renk Körlüğü
- Retina Yırtığı ve Dekolmanı
- Retinal Damar Tıkanıklıkları
- Retinitis Pigmentoza
- Retinoblastom
- Sarı Nokta Hastalığı
- Sklerit
- Şalazyon
- Şaşılık
- Tiroid Orbitopati
- Üveit
- Yüz Felcine Bağlı Keratopati
Sarı Nokta Hastalığı
Sarı Nokta Hastalığı (Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonu) Nedir?
Gözün merkezi görme noktası
olan makulanın (sarı nokta) bir hastalığıdır. Yaş ve kuru olmak üzere
iki tipi vardır. Kuru tip daha sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Makülada druzen
denilen sarı renkli birikintilerin oluşması ile karakterizedir ve yavaş bir
seyir izler. Görme yıllar içerisinde yavaş bir şekilde bozulur. Yaş tip
hastaların %10–15 ini oluşturur, ani ve ciddi görme kaybına yol
açabilir. Retinanın altında yeni damar oluşumları ile karakterize bir
hastalıktır. Bu damarlar tedavi edilmediği takdirde retinadaki görme
hücrelerini de tahrip ederek geri dönüşümsüz ve ciddi görme kaybına
sebep olabilir.
Şekil 1: Kuru tip yaşa bağlı maküla dejenerasyonu (solda) ve yaş tip yaşa bağlı maküla dejenerasyonu (sağda) arka segment görüntüsü. Yaş tipte yeni gelişen anormal damarlardan keskin görme noktasına (foveaya) kanama olduğu izlenmekte.
Sarı Nokta Hastalığı Risk
faktörleri Nelerdir?
Temel
risk faktörü ilerleyen yaştır. Genellikle 60 yaşın üzerinde görülür. Bunun
yanı sıra genetik yatkınlık, sigara, açık saç ve göz rengi, sağlıksız
beslenme alışkanlıkları gibi bazı risk faktörleri bilinmektedir. Kadınlar
erkeklerden daha fazla risk altındadır.
Sarı Nokta Hastalığı Bulguları Nelerdir?
İlk
bulguları bulanık görme, eğri görme, cisimleri olduğundan küçük veya büyük görme
şeklinde ortaya çıkar. Daha sonra kişi baktığı yerin ortasında bulanıklık veya
karanlık bir leke tarifler.
Kuru
tipi yavaş ilerlediği için genellikle göz muayenesinde tesadüfen teşhis
edilirken yaş tipi ise ani görme kaybı ile ortaya çıkmaktadır. Bunun
yanında bazen diğer gözü iyi gören hastalar bir gözdeki görme kaybını fark
etmeyebilirler. Fark ettiklerinde ise tedavi için çok geç kalınmış olunur. Göz
bebekleri damla yardımıyla büyütüldükten sonra yapılan retina muayenesinde
druzenler, varsa retina altına veya içine kanamalar, eksuda denilen
birikintiler saptanabilir. En önemli tanı yöntemleri ; optik koherens tomografi
(OCT), fundus floresein anjiografi (FFA)
, indosiyanin yeşili anjiografi (ICG) ve son yıllarda kullanıma giren optik
koherens tomografi anjiografi (OCT-A)’dır.
Şekil 2: Yaş tip yaşa bağlı maküla dejenerasyonu tanısıyla hastanemizde intravitreal anti VEGF enjeksiyonu uygulanan bir olgumuzun enjeksiyon öncesi (üstte) ve enjeksiyon sonrası (altta) maküla OCT görünümü. Enjeksiyon öncesi (sarı kesikli çizgi ile işaretli) subretinal alandaki sıvının enjeksiyon sonrasında gerilediği izlenmekte.
Sarı Nokta Hastalığı Seyri ve Tedavisi
Sarı
nokta hastalığı genel olarak geri dönüşü olmayan bir hastalıktır. Ancak
ilerlemesi yavaşlatılabilir ve hatta bazı olgularda durdurulabilir. Kuru tip
için belirgin bir tedavi yöntemi yoktur; ancak çeşitli vitamin, mineral
takviyeleri ve bazı antioksidan özelliğe sahip ilaçların (özel multivitamin
preparatları)
hastalığın gidişini yavaşlattığı bildirilmiştir.
Yaş
tipte ise yıllar içerisinde çok değişik tedavi yöntemleri uygulanmıştır. Bunlar
içerisinde en çok kabul gören argon lazer tedavisi, fotodinamik tedavi, göz
içine uygulanan anti-VEGF ilaç enjeksiyonlarıdır. Göz içine enjeksiyon şeklinde
uygulanan anti-VEGF ilaçlar, mevcut görmeyi arttırabilmeleri sebebiyle
günümüzde en çok tercih edilen tedavi yöntemidir. Bu yöntemde ilaç göz içine
enjekte edilerek anormal damar gelişiminin engellenmesi ve gelişmiş olan
damarların ise kapatılması sağlanır. Yeni damar oluşumunu tetikleyen faktörleri
baskılamak için tedavinin ilk başlarında birden fazla enjeksiyona ihtiyaç
duyulabilir. Takip süresinde hastalık nüks edebilir. Bu durumunda tekrar göz
içine enjeksiyon yapılması gerekir. Argon lazer
tedavisi sızdıran damar üzerine yapılır ve yapıldığı yerdeki tüm
dokuları tahrib eder. Bu nedenle günümüzde makülanın merkezini tutan olgularda
kullanılamaz, sadece tedavi ihtiyacı olan olguların çok azını (%5-7) oluşturan
makülanın merkezinden uzak yerleşimli anormal damarların olduğu olgularda
kullanılır. Fotodinamik tedavi (PDT) kol damarlarından verilen ışığa hassas bir
boyanın gözdeki anormal damarlara ulaşmasından sonra bu boyaya özel bir lazer
ışınının anormal olan damarın üzerine gönderilmesi sonucu damarın kapanması
sağlanır. Bu yöntem daha çok anti-VEGF enjeksiyonlarına dirençli vakalarda
tercih edilmektedir.
Göz İçi İlaç Enjeksiyonları
Göz içine ilacın doğrudan
ulaşmasını sağlamak amacıyla vitreus içine yapılan enjeksiyonlar intravitreal
(göz içi) enjeksiyonları olarak isimlendirilir.
Vitreus içine ilaç
uygulamalarının önemli avantajları vardır. Çok düşük dozda verilen intravitreal
ilaç bile istenilen dokuya hızla ulaşır. Uygulama göz içine yapıldığından
vücudun diğer dokularına bir yan etki gösterme oranı çok düşüktür. Çünkü
uygulanan miktar hem çok az hem de göz içine uygulanan ilaçların kan dolaşımına
geçme oranları çok düşüktür. Hastaların büyük bir kısmı gözünün içine iğne
yapılması teriminden çok korkar ve çekinirler. Aslında enjeksiyon birkaç saniye
sürer ve çok ince iğnelerle yapıldığı için ağrı vermez.
Uygulama dokularda uyuşma
sağlanması için lokal anestezik damla uygulamasıyla başlar. Enjeksiyon yerine
ince bir iğneyle az miktarda anestezik ilaç uygulanır. Daha sonra da ilaç enjeksiyonu yapılır. Bu işlemin en
önemli riski çok nadir olarak gelişen göz içi enfeksiyonudur (Endoftalmi).
Enfeksiyon riskini azaltmak için enjeksiyonun steril şartlarda yapılması çok
önemlidir bu nedenle göz ve çevresi antiseptik bir solüsyonla temizlenir ve
gerekli hazırlıklar tamamlanır. Daha sonra ilaç uygun şekilde gözün beyaz
kısmından (sklera) göz içine enjekte edilir. Enfeksiyon riskini ortadan
kaldırmak için antibiyotikli göz damlaları işlem sonrasında bir süre uygulanır.
Nadiren geçici göz içi basıncı yükselmesi gelişebilir ve bu nedenle tedavi
vermek gerekebilir.
Fotodinamik Tedavi
Fotodinamik tedavi özellikle yaş
tip yaşa bağlı makula dejenerasyonunda görmenin ciddi anlamda kaybına neden
olan ve gözün sinir tabakasının (retina) beslenmesini sağlayan damardan zengin
olan koroid tabakasından kaynaklanan anormal damarların tahrip edilmesi amacı
ile geliştirilmiş bir lazer tedavi türüdür.
Fotodinamik tedavi ayaktan
yapılan bir işlemdir. Önce lazer ışığına duyarlı özel bir boya koldaki toplardamardan
10 dakika boyunca yavaş bir infüzyon şeklinde verilir. Daha sonra gözdeki bu
anormal yeni damarlarda toplanan boya göze uygulanan lazer ışınları ile aktive
edilir. Lazer ışığını alan bu damarlardaki boya damarlar içinde pıhtı oluşumu
başlatır ve zamanla bu damarların tıkanarak kapanmasını sağlar. Eğer
kontrollerde ihtiyaca göre çekilen fundus anjiyografilerinde anormal damaların
aktif olduğu görülürse aynı yöntem tekrarlanır.
Tedavi ortaya çıkmış olan görme
kaybını geri kazandırmaz ancak mevcut görmenin bulunduğu seviyede uzun süre
ilerlemeden kalmasını sağlayabilir. Gerekli ise her iki gözede aynı anda
uygulanabilir. İşlem ağrısızdır. Tedavi olan hastaların 3 gün boyunca yoğun ışığa
çıkmaması gerekmektedir ve gözleri ortam ışığından korumak için özel
gözlükler hastaya verilerek kullanmaları istenir.
Günümüzde kullanıma yoğun olarak
giren ve görmenin korunmasının yanı sıra arttırılmasını da sağlayan göz içi ilaç (anti-VEGF) enjeksiyonları
fotodinamik tedavinin yerini almıştır. Buna rağmen fotodinamik tedavi nadiren
bazı olgularda hala kullanılmaktadır.