Hastalıklar
- Alerjik Konjonktivit
- Behçet Hastalığı
- Blefaroşalazis ve Dermatoşalazis
- Diyabetik Retinopati
- Ektropion (Göz Kapağının Dışa Dönmesi)
- Entropion (Göz Kapağının İçe Dönmesi)
- Epiretinal Membran
- Episklerit
- Glokom
- Göz Anatomisi ve Fizyolojisi
- Göz İçi Kanamalar
- Göz Kapağı İltihabı
- Göz Kapağı Kitleleri
- Göz Kuruluğu
- Göz ve Çevre Doku Yaralanmaları
- Göz Yaşı Kanal Tıkanıklığı
- Gözde Uçuşan Cisimler
- Herpetik Keratit (Göz Uçuğu)
- Katarakt
- Keratokonus
- Kırma (Refraksiyon) Kusurları
- Maküla Deliği
- Maküla Ödemi
- Mikrobiyal Keratitler
- Mikrobiyal Konjonktivit
- Optik Nörit ve Multipl Skleroz
- Prematüre Retinopatisi (ROP)
- Presbiyopi
- Pterjium
- Ptozis (Göz Kapağı Düşüklüğü)
- Renk Körlüğü
- Retina Yırtığı ve Dekolmanı
- Retinal Damar Tıkanıklıkları
- Retinitis Pigmentoza
- Retinoblastom
- Sarı Nokta Hastalığı
- Sklerit
- Şalazyon
- Şaşılık
- Tiroid Orbitopati
- Üveit
- Yüz Felcine Bağlı Keratopati
Göz Anatomisi ve Fizyolojisi
Görme duyusu nasıl oluşur?
Göz
küresi, ortalama 2,5 cm çapında bir organdır. Göz vücudumuzda aynı bir fotoğraf
makinesi gibi görev yapar. En dıştaki saydam bombe yapıya kornea denir.
Göze gelen ışık; kornea, göz bebeği (pupil) ve göz merceğin den (lens)
geçerek gözün arka kısmındaki ağ tabakada (retina) toplanır.
Retinada oluşan görüntü göz siniri (optik sinir) ile beyine taşıyarak
görme algısı oluşur.
Orbita (Göz çukuru)
Kafatası içinde gözün yerleştiği boşluğa orbita (göz çukuru) denir. Orbitayı üstte alın kemiği (frontal kemik), iç yüzde burun kemiği (nazal kemik), dış yüzde şakak kemiği (temporal kemik) ve altta elmacık kemiği (maxilla) oluşturur. Orbita içinde göz küresinin etrafında bağ, yağ ve kastan oluşan destek dokuları vardır. Ayrıca üst göz kapağının altında, üst dış orbita bölgesinde gözyaşı bezi (lakrimal bez) bulunur. Lakrimal bez, ürettiği gözyaşı ile gözün ön yüzeyini ıslatıp kayganlaştırarak kapak hareketlerini kolaylaştırır. Gözyaşı, göz kırpma refleksi ile alt ve üst göz kapağı iç kısmındaki birer adet noktasal giriş (punktum) yoluyla lakrimal kanallara ve oradan burun boşluğuna pompalanır.
Şekil 1: Gözün ön ve arka segment yapılarını gösteren ayrıntılı anatomik demonstrasyon
Göz Kapakları
Göz kapakları gözü, ışık gibi uyaranlardan ve travmalardan korur. Ayrıca lakrimal bez tarafından üretilen gözyaşının göze tutunmasını sağlayan mukus tabaka ve buharlaşmasını önleyen lipid (yağ) tabaka da göz kapakları iç yüzeyindeki aksesuar gözyaşı bezleri tarafından salgılanmaktadır. Gözyaşı kornea üzerinde ince bir film tabakası oluşturur. Bu yapıya gözyaşı filmi denir. Bu ince filmin kendi içinde 3 katmanı bulunur; en dışta lipid katmanı, ortada su katmanı ve korneaya bakan en iç yüzde mukus katmanı. Göz kapaklarındaki kaslar ile sağlanan göz kırpma, gözyaşının göz yüzeyine eşit şekilde yayılmasını ve devamlılığın sağlar. Kirpikler, alt ve üst kapak kenarlarında yerleşerek gözü toz vb. yabancı cisimlerden koruma görevini üstlenirler.
Kornea ve Sklera
Kornea, gözün ön yüzünü oluşturan ve dış ortamla temasta
bulunan şeffaf tabakadır. Gözü bir optik sistem olarak düşünürsek bu sistemdeki
en yüksek kırma gücü korneaya aittir. Kontakt lens kullanıcılarında lens
korneanın üzerine oturur. Sklera, dışarıdan beyaz renkli görünen ve korneanın devamı şeklindeki
sert tabakadır. Skleranın dış yüzeyine göz hareketlerinden sorumlu altı adet kas tutunur. Bu kasların koordineli
çalışması halinde net ve üç boyutlu görme oluşurken sağ ve sol göz kaslarının
koordine çalışamaması durumunda şaşılık ortaya çıkmaktadır.
Uvea
Uvea
skleranın iç yüzünü saran ve gözün büyük oranda beslenmesini sağlayan damar
tabakadır. Uvea önden arkaya 3 bölümden oluşmaktadır; iris, siliyer cisim ve koroid.
Koroid dışarıda sklera içeride ışığa hassas sinir tabakası (retina) ile
komşudur. Siliyer cisim gözün nispeten ön kısmında, göz bebeği arkasında
yerleşmiştir ve göz içi sıvısının (humör aköz) ana üretim noktasıdır.
Siliyer cisimden yeteri kadar sıvı üretilmediğinde göz basıncı düşüklüğü (hipotoni),
haddinden fazla sıvı üretildiğinde ise göz içi basıncı yüksekliği (hipertoni
ve glokom) görülebilmektedir. İris, gözün dışarıdan görülen renkli
kısmıdır. İrisin ortasındaki koyu alana göz bebeği (pupil) denir ve ışık
buradan gözün içine girer. Göz bebeği karanlıkta genişleyerek göze daha çok
ışık girmesini sağlarken fazla aydınlık ortamlarda daralarak retinayı fazla
ışıktan korur.
Şekil 2: Renkli fundus (arka segment) fotoğrafı
Ön Kamara Açısı ve Lens
Ön kamara açısı, kornea ve irisin birleşmesi ile oluşur. Siliyer
cisim tarafından üretilen göz içi sıvısı
(aköz homör) bu bölgedeki süzgeç benzeri küçük kanallar yoluyla gözü
terkeder. Eğer söz konusu kanallarda çeşitli madde birikimleri (pigment,
psödoeksfolyasyon materyali, hifeme vb.) ya da açı da daralma (katarakt vb)
sebebiyle göz içi sıvısı etkin şekilde boşaltılamazsa göz içi basıncında artış (hipertoni)
ve bun bağlı görme siniri hasarı (glokomatöz optik nöropati)
gelişebilir.
Lens oldukça
şeffaf ve esnek bir yapıya sahiptir. İris ve göz bebeğinin hemen arkasında yer
alır. Cisimlerden gelen ışığın retinada odaklanmasında rol oynar. Lens, zonül
denilen ince liflerle siliyer cisme çepeçevre tutunur ve böylece göz içinde
asılı durur. Yakın bir cisme odaklandığımızda siliyer cisimdeki kaslar kasılır,
zonüller gevşer ve lens bombeleşir. Bu mekanizma bir fotoğraf makinasının ‘zoom’
unu andırmaktadır. Yaşlanma ile lens sertleşir ve esnekliğini kaybeder. Buna
bağlı olarak 40 yaş sonrasında çoğu insanda yakına odaklanamama durumu ortaya
çıkmaktadır.
Vitreus ve Retina
Vitreus
boşluğu, retinanın önünde lensin
arkasında bulunur. Yaklaşık 4 ml hacmindeki bu boşlukta jelimsi bir sıvı
bulunur. Bu jel görmenin gerçekleşmesi için optik sistemin ışık geçirgenliğini
korur ve göz küresine şekil kazandırır.
Retina, gözün en arka kısmında yer alır. Sahip olduğu
fotoreseptör hücreler ile optik enerjiyi algılar ve onu elektrik sinyallerine
çevirerek optik sinire aktarır. İç yüzü vitreus, dış yüzü koroid tabakası ile
komşudur. Retina ile koroid arasında retina pigment epiteli (RPE) hücreleri
vardır. Bu hücrelerin görevi ışık saçılmalarını resorbe etmek ve fotoreseptör
hücrelerine görme kimyasında görev yapması için A vitamini sağlamaktır. Bu
epitel tabakasının üzerinde sinir kökenli hücrelerden oluşan nörosensoriyel
tabaka mevcuttur. Nörosensoriyel tabakanın en önemli hücreleri birer
fotoreseptör hücre olan rodlar ve konlardır. Rodlar karanlıkta
görmeden sorumludur. Konlarda ise duyarlı olduğu dalga boyuna bağlı
olarak üç farklı pigment bulunur. Bu farklı pigmentler kırmızı (564 nm), yeşil
(533 nm) ve mavi (437 nm) dalga boyundaki ışığın varlığında aktive olurlar. Bu
yüzden konlar, renkli görme ve aydınlıkta görmeden sorumludurlar.
Optik Sinir
Optik sinir, gözün retinasında ışık enerjisinden elektrik enerjisine dönüşen bilgi sinir liflerinin uzantısı olan optik sinir vasıtasıyla beynin oksipital korteksine taşınırlar. Optik sinirin gözü terk ettiği alan optik disktir. Burada sinirin göz küresinden çıkabilmesi için göz küresinin en dışını oluşturan sklera delikli bir hal alarak aralarından optik sinir liflerin çıkışına izin verir.